Konya şehir merkezine yakın konumda gezilecek yerlerden birisi hiç şüphesiz Silledir. Sille′ye bisikletle defalarca kere gittim ancak bu sefer farklı yol üzerinden arka taraftan, dağların arkasından dolaşarak varayım diye düşündüm. Oralarda neler var?
Takkeli dağ. Konya′nın yanıbaşında volkanik görünümlü bir dağdır. Tepesinde ise kale kalıntıları mevcuttur ve çevresinde ağaçlandırma çalışması vardır. Akyokuş mevkiinde Beyşehir yolu üzerinde giderken Takkeli dağın dibinde bir köyün olduğunu görürdüm. Merak da ederdim. Hem dağı, hem köyü. Haritadan baktığımda bu köyün isminin Sarayköy olduğunu öğrendim. Ayrıca bu köy üzerinden devam ederek arka taraftan dolaşıp Sille′ye ulaşabileceğimi farkettim. Güzel bir coğrafya hem de Konya′ya yakın. Hazırlıkları yaptım, gün belirledim ve bisikletle yola çıktım.
Çevre yolunun kenarında bulunan Başkent Üniversitesi Hastanesinin yanındaki yol üzerinden sağa sola sapmadan Sarayköy Mahallesine ulaşabiliyoruz. Bisikletle bu güzergahı takip ettim. Konya′dan çıkar çıkmaz dağ yoluna saptım ve yokuş yukarı tırmanmaya başladım. Arada arkama bakıp Konya′yı seyrettim, manzara güzel, hava güzel.
Takkeli dağı hep merak etmişimdir. Uzaktan yanardağ gibi gözüken bu dağı yakından gözlemleme merakım hep vardı. Üzerinde kalenin olması yanıbaşında bir köyün bulunması ilgi çekici. Ayrıca paraşütle atlama sporları da yapılıyor bu bölgede.
Bisikletle dağa doğru yokuş yukarı çıkmanın zorluğunu azaltmak için direkt değil, yol üzerinde bir sağa bir sola ancak hep yukarı yönlü olacak şekilde sürdüm. Bu şekilde yavaş olsam bile gücümü koruyorum ve daha tempolu ilerliyorum. Tepeyi aşınca Sarayköy, Takkeli dağın ihtişamıyla uzaktan görünür hale geldi. Köye girer girmez ufak bir çocuk beni karşıladı ve aramızda özetle aşağıdaki gibi bir diyalog geçti.
Çocuk: Nereden geliyorsun?
Ben: Konya
Çocuk: Bisiklet iyiymiş, sürebilir miyim?
Ben: Olur ama sana büyük gelir. Ayrıca ağır.
Çocuk: Bir şey olmaz!
Ufaklığı kırmadık, verdik bisikleti. Bisiklet büyüktü ve arkasında malzemelerimin olmasından dolayı da ağırdı. Aslında ağır olmasa çocukta olsa bisiklete aşina olan birisi idare eder, sürebilir. Ancak hem büyük hem ağır olmasından dolayı zorlandı ve süremedi. Bisikleti aldım, köyde sağa sola baktım, ″Görüşürüz″ dedikten sonra da yoluma devam ettim.
Köyden yavaş yavaş uzaklaşmaya ve yokuş yukarı çıkarak Takkeli dağa yaklaştım. Yakınına gelince çokta büyük gözükmüyor. Dağa çıkıyorum, haliyle daha küçük gözükecek 🙂 Çevresinde ağaçlandırma çalışması ve arka tarafında da bazı yapılar mevcut.
Artık Takkeli dağın çevresinden dolanıp, Sulutaş köyüne ulaşacağım. Ancak tam bu arada içerisinde 1-2 tane mağaranın olduğu erozyon ile şekillenmiş bir yapıya denk geldim. Görece çok ufak ancak dikkat çekici. Yoldan çıkarak mağaraya yöneldim. Sağını, solunu inceledim, üstüne çıktım, bir şeyler yiyip içtim, dinlendim ve yoluma devam ettim.
Dağın çevresini dolandım ve dağı arkamda bıraktım. Şimdi hedefim Takkeli dağın yanındaki dağın çevresinden dolanarak Sulutaş Köyüne ve ardından Tatköy′e varmak.
Tatköy bu gezimde Konya′ya en uzak olacağım nokta. Buradan itibaren Konya′ya doğru, Sille′ye doğru yöneleceğim. Yoluma devam ederken Sulutaş köyüne varmadan önce Ali Babanın Çiftliğine rastladım. İlk görüşte -Bu da ne böyle?- diye düşündüm. Ali Babanın Çiftliğine burada rastlayacağımı hiç düşünmezdim 🙂
Sulutaş köyüne vardım ve hiç durmadan tepeleri aşarak yokuş aşağı bahçelerin arasından inerek Tatköy merkeze ulaştım. İçerisinden geçmekte olan derenin olduğu tarafta bir miktar vakit geçirdim, hayvanları seyrettim, ördeklerin fotoğrafını çektim ve Sille′ye doğru pedal çevirmeye devam ettim.
Sille′ye gelmeden hemen önce yol ayrımında durdum. Birisi doğruca Sille barajına ve Sille yerleşkesine giden her zaman ki yol. Diğeri daha yeni yapılmakta olan inşaat halindeki yol. Sille′ye daha önceden defalarca kere gittiğimden dolayı -aynı yerden gitmektense farklı bir yoldan geçiyim, acaba bu yol nereye gidiyor?- düşüncesiyle inşaat halindeki yola girdim. Yolun sonu Sille′nin de sonuydu. Sille′yi yukarıdan es geçen bir güzergah.
Sille gezimin sonuna gelmiştim. Sille′nin aksi istikamete yani Konya′ya döndüm. Daha önceden geldiğimde çekmiş olduğum Sille′nin eski tarihi ile alakalı fotoğrafı da ekliyorum. Eskiden insanlar Kilistra, Kümük Muhsine Köyü gibi Konya′nın birçok yerinde olduğu gibi dağları, tepeleri oymuş ve kendilerine yaşama yerleri, korunma alanları, mağaralar yapmışlar.