Bisiklet Gezilerim: Çatalhöyük Gezisi | Muhammed Yaman

Bisiklet Gezilerim: Çatalhöyük Gezisi | Muhammed Yaman

Çatalhöyük, Konya′nın Çumra ilçesine bağlı Konya′ya yaklaşık 35 kilometre, Çumra merkeze 10 kilometre uzaklıkta bulunan Konya′da bulunan yüzlerce höyükten birisidir. Milattan önce yaklaşık 7 bin yıl öncesine tarihlenen Çatalhöyük Dünya′nın en eski yerleşim yerlerinden biridir.

Yanıbaşında ve aynı yol üzerinde Küçükköy, çevresinde Alemdar ve Karkın köyleri bulunmakta. Çatalhöyük′ten bin yıl daha eski olduğu söylenen Boncukluhöyük ise Çatalhöyüğe yaklaşık 11 kilometre uzakta ve Konya′nın saraçoğlu mahallesi istikametindedir.

Konya′nın Saraçoğlu mahallesi üzerinden gelinir ise en kestirme yol tercih edilmiş olur ki bisiklet ile gelecek kişi olan benim için uygun güzergah burası. Planım ilk olarak Saraçoğlu üzerinden Çatalhöyüğe varmak. Burada bir süre vakit geçirdikten sonra Çumra′ya geçiş yapıp ilçe merkezini biraz gezmek. Ardından Çumra′ya 10 kilomere uzaklıkta ve Karaman yolunda bulunan İçeri Çumra yerleşkesine gidip Karaman yolu üzerinden Konya′ya dönüş yapmak. Bugünün tarihi 23 Ekim 2017.

Yaklaşık sabah saat 9 ile 10 arası yola çıktım. İlk olarak Antalya çevre yolu ardından Saraçoğlu mahallesi üzerinden Konya′dan çıkış yaptım. Bu gezim bu yılın son bisiklet tur gezisi olacak. Çünkü yarından itibaren hava sıcaklıkları 10 derece birden düşecek ve kış gelecek. Yarının soğuğu bir parça bugün de rüzgarıyla hissettiriyor. Hafif halsizlikte üzerimde. Yol ise pek düzgün değil, hem rüzgar hem yol hem de halsizlik birleşince hızlı gitmeye fırsatım kalmıyor.

Yavaş ve uzun bir bisiklet yolculuğu boyunca ha geldim ha gelecem derken karşıda bir höyük belirdi. Ova olunca yaklaşık 10 kilometre uzakta olsa dahi gözüküyor. Çatalhöyük bu galiba diye düşünürken yanına geldiğimde o olmadığını farkediyorum.

Konya′da gezdikçe birçok höyüğe denk gelinebilir. Bir söylentiye göre 350 diğer söylentiye göre 800-900 kadar höyük var. Konya şehir merkezinde bile yaklaşık 8 höyük bulunmakta. Çatalhöyüğün bulunduğu çevrede muhtemel 3-5 tane höyük daha var. Bu höyüklerde Çatalhöyük ve Boncukluhöyük′te olduğu gibi tarihi yapılar, malzemeler veya yerleşkeler mevcut. Kısaca Konya ve yöresi insanlık için en eski tarihi yerlerden biridir.

İlk olarak Abditolu köyüne ulaştım ve hiç durmadan devam ettim. Ardından yaklaşık 10 kilometre sonra Küçükköy′e ulaştım. Köyün içerisinden geçerken yürümekte olan 8-10 yaşlarında bir çocuğun bana ″Hello″ demesi eğlenceli bir andı 🙂 Çatalhöyük′e 2 kilometre uzaktaydım. Gözlük, şapka, kısa pantolon ve Çatalhöyük derken turist imajı vermişim anlaşılan. Bende ″Hello″ dedim ve yola devam ettim.

Çatalhöyük Neolitik Kenti′ne saat 12:50 geçe ulaştım. Bu arada Neolitik Çağ, Cilalı Taş Devri anlamına geliyor.

Çatalhöyük′e minibüs gidişleri mevcut. Geldiğim esnada birisi minibüsten inip girişe doğru yönelmişti. Arkasından bende geldim. Ben geldiğim esnada minibüs ile gelen ve oradaki görevli bekçinin haricinde kimse yoktu. Çok ünlü bir yer olmasına rağmen kimsenin olmaması şaşırtıcı. Görevliye neden böyle sessiz burası böyle sordum. Bu zamanlarda genelde böyle oluyor gibisinden bir cevap aldım. Bisikleti bekçinin bulunduğu bölgeye bir yere bırakıp Çatalhöyüğe girerken ilk karşılaşılan yere, örnek eve geçiş yaptım. Bu ev 9 bin yıl önce insanların nasıl ve ne şartlarda yaşadığını örneklendiriyor.

Bu örnek evin her bir odasında o odaya ilişkin bilgiler yer almakta. Kabartmalar, heykeller, tahıl deposu, evlere giriş çıkış yöntemi, duvarlara çizilen resimler, eşyalar, yemek yapılan ocakbaşı gibi genellikle evlerinde olabilecek birçok detay hakkında bilgiler verilmiş.

Çatalhöyük′te evler birbirine bitişik ve ara sokaklar yokmuş. İnsanlar evlerine çatılarından girerler ve çıkarlarmış. Ölülerini evlerine gömerlermiş. Bu ve evlerini tamir etme gibi durumlardan dolayı da sürekli yerleşke bir yükseltide olacak şekilde sürekli yükselmiş. Bu evin hemen yanında müze ve karşısında höyük ve arkeolojik kalıntılar bulunmakta.

İlk olarak müzeye geçtim. Burada kazı alanları, bulunan eşyalar, keşifler, arkeologlar, kazı zamanları gibi birçok detayı ayrıntılı bir şekilde görebiliyoruz.

Aşağıdaki videolar eşliğinde müzede neler olduğunu net bir şekilde görebilirsiniz.

Höyükte kalıntıların bulunduğu Kuzey Kazı Alanı ile Güney Kazı Alanı olarak 2 kazı alanı var. Bu alanlar zarar görmesin ve çalışmaları kolaylaştırsın diye etrafını kapatmışlar. Başka bölgelerini de kazmışlar ancak istediklerini bulamamışlar anlaşılan, bırakmışlar.

Birinci kazı alanı ikinci kazı alanından daha küçük. Kazı alanlarında her köşebaşında ayrıntılı, bilgilendirici tabelalar bulunmakta. Evlerden geriye kalanlar, fırınlar, mezarlar, duvar yazıları, arkeologların kazı teknikleri, kalıntıların korunma yöntemleri, şehirden örneklendirmeler ve şu an kalıntılarda nerede olduğunuz, kalıntıların zemin özelliği, eskiden nasıl göründüğü, insanların nasıl yaşadığı gibi birçok detay verilmiş. Hemen hemen her tarafta bulunan kum torbaları ile kazı alanının çöküntü veya hava şartlarına karşı korunması amaçlanmış.

Ayrıca kazı alanında gidebilmek için özel yollar oluşturulmuş. Her istediğimiz yere giremiyoruz haliyle. Burası hassas bir bölge. Fotoğraflardan ayrı olarak ayrıntılı video da çektim. Makalede özet geçtiğim birçok detayı videolarda görebilirsiniz.

İlk kazı alanından çıkıyorum. İkinci kazı alanı höyüğün diğer tarafında. Buralara da bastığımız yerlerin altında binlerce evin olabileceği ve derin çukurlar ile ilgili bilgilendirme tabelaları koymuşlar.

Diğer kazı alanına girdiğinizde şaşırabilirsiniz. Burası çok derin! Çatalhöyük′te insanlar evlerini yenilemek ve ölen insanları eve gömmek gibi bazı sebepler ile duvarları yarısına kadar ara ara yıkmışlar, molozları zemine yığmışlar ve yeni duvarlar yapmışlar. Haliyle şehir zaman içerisinde sürekli yükselmiş. Bu oluşumu ikinci kazı alanında rahatlıkta anlayabiliyoruz. Derin bir kazı alanı.

Bu kazı alanlarından çıkartılan parçalar, edinilen bilgiler gibi birçok detay hem kazı alanlarındaki tabelalarda hem de Çatalhöyük girişindeki müzede ayrıntılı bir şekilde sergi halinde gösterilmiş. İlk kazı alanından çok daha fazla çuvalı da buraya koymuşlar. Detayları videolarda görebilirsiniz.

İkinci kazı alanından çıktım ve höyükta başka
kazı alanları mevcut mu bir bakayım dedim. Höyüğün bazı
yerleri yoklanmış, kazılmış ancak istediklerini bulamamışlar
sanırım veya yarıda bırakmışta olabilirler.

Höyüğü yeterince gezdim, vaktimi de daha fazla harcamak istemiyordum. Höyükten ayrıldım ve girişe doğru yöneldim. Bisikleti aldım, bekçiyle biraz konuştum daha sonra ayrıldım. Çumra′ya doğru yöneldim.

Çatalhöyük ile Çumra ilçesi arasında yol çalışması olduğu için çakış taşları ve çatlaklı, düz olmayan bir yol üzerinde yavaş yavaş gittim. Bisiklet ile buralardan ilerlemek biraz zor. Ekim aylarında yol kenarlarında şeker pancarları da görebilirsiniz. 10 kilometrelik yol boyunca ilerledim ve Çumra′ya ulaşıp ilçe merkezine girdim. Bisikletle çok vakit kaybetmeden, acele de etmeden ilçenin merkezini sağını solunu dolaştım.

İçeri Çumra′ya yöneldim. Yol güzel, 10 kilometrelik yolu hızla geçtim. Yol üzerinde bazen havuçlara denk geliyordum. Onları da alıp, yıkayıp yedim. İçeri Çumra′ya gelip Karaman yoluna ulaştım. Bisikletin tekerinin patlayı akşam vakti 2 saat beklediğim cadde burası. Çaycıya girdim, maden suyu ile kek gibi yiyecek bir şeyler aldım. Özellikle buraya gelmek istiyordum. Donanımsız halimle geldiğimden farklı olarak daha donanımlı gelmek ve eskileri hatırlamak, dinlenmek, yiyip içmek iyi geldi. Biraz vakit geçirdikten sonra bisiklete atladım ve Karaman yolu üzerinden Konya′ya saatte 25-30 kilometre hız ile sürdüm.

İçeri Çumra ile Konya arası yaklaşık 35 kilometre. Hava karardığı sıralarda Konya′ya giriş yaptım. Bisiklet yoluna geçtim, geçmez olaydım, teker patladı. Onca yolu geçtim, Konya′ya girer girmez teker patladı. Zaten Konya′nın bisiklet yollarında benim teker patlar genelde. Konya′nın dışında sadece 1 kere patladı. İnsanlar özellikle bisiklet yollarında cam kırıyorlar anlaşılan. O yüzden şehir içi haricinde şehir dışına doğru olan birçok yerlerde bisiklet yollarını kullanmamaya özen gösteriyorum. Cadde lambasının altında tekeri tamir ettim ve Konya′ya giriş yaptım. Konya′ya girdiğimde de soğuğu getirmiş gibi oldum. Hava soğudu, ertesi gün hava 10 derece birden düştü. Bu gezi ile birlikte bu yıl uzun bisiklet gezilerim sonlandı.

Yorum Yap
0 Yorum yapan